Türksolu "karşı ses"tir
Türksolu, kişisel menfaatlari için memleketin uçuruma sürüklenmesine rıza gösterip seyirci kalan yandaş medya'ya karşı bir sestir. Kendi çıkarı için değil, bu ülkenin çıkarları için konuşan, bağıran bir sestir. Fakat o'nu diğerlerinden ayıran en büyük özelliği, en cesur ses olmasıdır. Gerçek anlamda sisteme muhalif olanların hiç birisinde görülmeyecek kadar bir cesaretle konuşan maalesef tek fikir ve davadır.
Bu dava, Gökçe Fırat liderliğinde yol almaktadır ve Gökçe Fırat'ın fikirlerini açıkça ve cesurca söylemesi yüzünden biri 2 yıl diğeri 10 yıl olmak üzere hakkında açılmış 2 ayrı mahkeme vardır. Bu, son derece düşündürücüdür. Düşündürücü olmakla beraber ayrıca üzücüdür de.. Bu kadar bağıran çağıran, ağza alınmayacak cümleler kurarak iktidara açıkça hakaret eden varken neden sadece Gökçe Fırat.. Neden sadece Türksolu?
Cevabı son derece açıktır: Türksolu/Gökçe Fırat onlar için tehlikelidir. Bağıran çağıran çoktur ama onlar haddini bilir. SUS! diye bağırıldığında kuyruklarını saklayıp göz önünden hızla kaybolacaklarından sahiplerinin zerre kadar şüphesi yok. Bu son zamanlarda adı çokça zikredilen bir "yandaş medya" hadisesi ya da bir guruplandırma vardır. Bu yandaşlar alçalma konusunda o kadar insanüstü bir yeteneğe sahiptirler ki, İzmir'e yunan yeniden gelse, Antep'e, Maraş'a gavurun cenabet çizmesi yine bassa "ne diyelim?" diye önce sahiplerine, menfaatlerinin olduğu yere bakarlar ve o'nun emrine itaat ederler, vatana ya da Türklere veya Kürtlere, her hangi bir azınlığa da değil.
İşte bu yandaş kadroya dahil olmadığı için, bugün inanılmaz bir şekilde işi ve görevi olmasına rağmen yaklaşık 1 aydır PTT, Türksolu gazetesini abonelerine dağıtmayı durdurdu. Nasıl? İnanılmaz değilmi? Hem de bu çağda... Sen bir lojistik şirketi-kurumu olacaksın, sırf iktidarın pisliklerinden bahsediyor diye bir yayını okuyucularına ulaştırmayı reddedeceksin.. Her duyan derinden bir Yuh! çekiyor ve gelecek nesil bununla dalga geçip üniversitelerde belki de "iktidarın etkisinde kalan yaltakçılar" konusu için örnek olarak gösterilecekler. Bu çirkin hareketi sadece onlara değil, Hizbullah'ın bir yayını için yapsalar, aynısını PKK nın bir yayını için yapsalar, aynısını Ülkü Ocaklarının bir yayını için yapsalar ve aynısını her hangi bir fikir için de yapsalar yine YUH! Bu kadarını bu millet daha önce görmedi. Bilginin yayılmasından bu kadar korkan bir iktidar çok nadirdir tarihte.
Geçenlerde Silivri de yatan Doğu Perinçekin, TBMM İnsan Hakları Cezaevi Komisyonu ile özel bir görüşme yaptığını açıkladılar ve hemen herkes son zamanlarda görmeye alışık olduğumuz "özel görüşmeler" den biridir deyip geçiştirdi. Ya da ilk defa duyuyorsunuz. Gökçe Fırat bu özel görüşmenin arka planını bakın nasıl gözler önüne seriyor:
"Öncelikle şu bilgiyi verelim, TBMM İnsan Hakları Cezaevi Komisyonu’nun üç AKP’li üyesi var, bu üyelerden biri “Biatsa biat itaatse itaat” diyen Mehmet Metiner. Diğer iki AKP’li üye Ayşe Türmenoğlu ve Mehmet Kerim Yıldız. Yine BDP’li Murat Bozlak da komisyonun içinde. Bir de CHP’yi vekil var, Veli Ağbaba. Aslında bu görüşmenin basit bir ziyaret olmadığının bir diğer göstergesi, Perinçek’in dışındaki İşçi Partisi yöneticilerinin de görüşmeye katılması. İP eski genel sekreteri Mehmet Bedri Gültekin ile Erkan Önsel, Turan Özlü ve Oktay Yıldırım da katılmış. Yani AKP-BDP heyeti ile İP Heyeti arasında bir görüşme adeta."
Perinçek’in açıklaması net:
1- PKK silah bıraksın ve örgütü dağıtsın.
Zaten MİT’in Oslo’dan beri söylediği de bu. Aslında PKK’nın isteği de bu. Onlar da silah bırakıp yasal siyaset yapmak istiyorlar.
2- Genel af çıkabilir.
Bu konu son derece hassas. Mesela Engin Alan ve pek çok paşa, “biz Apo’nun veya PKK’lıların yararlanacağı bir afla dışarı çıkmak istemiyoruz” dediler. Peki Perinçek ne diyor? Tüm PKK’lılar ve Apo çıkabilir diyor! Yineleyelim; bu ülkede genel affı gündeme getiren bir tek PKK’dır, PKK genel af karşılığında silah bırakmaya da, örgütü dağıtmaya da zaten razıdır.
Yazının tamamını okumak isteyenler tıklasın
Birileri bir şeyler planlıyor.. Birileri çirkin bir şeyler planlıyor. Bizim Türksolu gibi, Gökçe Fırat gibi, gibi diyorum o'nun gibi olsun kim olursa olsun işte böyle adamlara şimdi hiç olmadığı kadar ihtiyacımız var. Bize iktidarın karıştırdığı haltları örten değil açan kalemler lazım. Benim, memleketim hakkında devletimin sahip olduğu fikirlerden şüphem var. Bu yüzden yandaş satılmış medyadan uzak durun arkadaşlar. Ben şöyle diyeceğim son olarak: sağcı-solcu biz aramızda sonra hallederiz her meseleyi kavgayla ya da konuşarak. Ama şimdi durum ciddi beyler biz başka bir yere gidiyoruz sanki yakın zamanda kavga edecek bir ülkemiz de kalmayacak. Ya da abartıyorum diyelim gitsin...
"Türksolu kimin" sorusunu son günlerde çok duyduğum ve gazetenin abonesi olduğum için yazayım dedim..
Bu dava, Gökçe Fırat liderliğinde yol almaktadır ve Gökçe Fırat'ın fikirlerini açıkça ve cesurca söylemesi yüzünden biri 2 yıl diğeri 10 yıl olmak üzere hakkında açılmış 2 ayrı mahkeme vardır. Bu, son derece düşündürücüdür. Düşündürücü olmakla beraber ayrıca üzücüdür de.. Bu kadar bağıran çağıran, ağza alınmayacak cümleler kurarak iktidara açıkça hakaret eden varken neden sadece Gökçe Fırat.. Neden sadece Türksolu?
Cevabı son derece açıktır: Türksolu/Gökçe Fırat onlar için tehlikelidir. Bağıran çağıran çoktur ama onlar haddini bilir. SUS! diye bağırıldığında kuyruklarını saklayıp göz önünden hızla kaybolacaklarından sahiplerinin zerre kadar şüphesi yok. Bu son zamanlarda adı çokça zikredilen bir "yandaş medya" hadisesi ya da bir guruplandırma vardır. Bu yandaşlar alçalma konusunda o kadar insanüstü bir yeteneğe sahiptirler ki, İzmir'e yunan yeniden gelse, Antep'e, Maraş'a gavurun cenabet çizmesi yine bassa "ne diyelim?" diye önce sahiplerine, menfaatlerinin olduğu yere bakarlar ve o'nun emrine itaat ederler, vatana ya da Türklere veya Kürtlere, her hangi bir azınlığa da değil.
İşte bu yandaş kadroya dahil olmadığı için, bugün inanılmaz bir şekilde işi ve görevi olmasına rağmen yaklaşık 1 aydır PTT, Türksolu gazetesini abonelerine dağıtmayı durdurdu. Nasıl? İnanılmaz değilmi? Hem de bu çağda... Sen bir lojistik şirketi-kurumu olacaksın, sırf iktidarın pisliklerinden bahsediyor diye bir yayını okuyucularına ulaştırmayı reddedeceksin.. Her duyan derinden bir Yuh! çekiyor ve gelecek nesil bununla dalga geçip üniversitelerde belki de "iktidarın etkisinde kalan yaltakçılar" konusu için örnek olarak gösterilecekler. Bu çirkin hareketi sadece onlara değil, Hizbullah'ın bir yayını için yapsalar, aynısını PKK nın bir yayını için yapsalar, aynısını Ülkü Ocaklarının bir yayını için yapsalar ve aynısını her hangi bir fikir için de yapsalar yine YUH! Bu kadarını bu millet daha önce görmedi. Bilginin yayılmasından bu kadar korkan bir iktidar çok nadirdir tarihte.
Geçenlerde Silivri de yatan Doğu Perinçekin, TBMM İnsan Hakları Cezaevi Komisyonu ile özel bir görüşme yaptığını açıkladılar ve hemen herkes son zamanlarda görmeye alışık olduğumuz "özel görüşmeler" den biridir deyip geçiştirdi. Ya da ilk defa duyuyorsunuz. Gökçe Fırat bu özel görüşmenin arka planını bakın nasıl gözler önüne seriyor:
"Öncelikle şu bilgiyi verelim, TBMM İnsan Hakları Cezaevi Komisyonu’nun üç AKP’li üyesi var, bu üyelerden biri “Biatsa biat itaatse itaat” diyen Mehmet Metiner. Diğer iki AKP’li üye Ayşe Türmenoğlu ve Mehmet Kerim Yıldız. Yine BDP’li Murat Bozlak da komisyonun içinde. Bir de CHP’yi vekil var, Veli Ağbaba. Aslında bu görüşmenin basit bir ziyaret olmadığının bir diğer göstergesi, Perinçek’in dışındaki İşçi Partisi yöneticilerinin de görüşmeye katılması. İP eski genel sekreteri Mehmet Bedri Gültekin ile Erkan Önsel, Turan Özlü ve Oktay Yıldırım da katılmış. Yani AKP-BDP heyeti ile İP Heyeti arasında bir görüşme adeta."
Perinçek’in açıklaması net:
1- PKK silah bıraksın ve örgütü dağıtsın.
Zaten MİT’in Oslo’dan beri söylediği de bu. Aslında PKK’nın isteği de bu. Onlar da silah bırakıp yasal siyaset yapmak istiyorlar.
2- Genel af çıkabilir.
Bu konu son derece hassas. Mesela Engin Alan ve pek çok paşa, “biz Apo’nun veya PKK’lıların yararlanacağı bir afla dışarı çıkmak istemiyoruz” dediler. Peki Perinçek ne diyor? Tüm PKK’lılar ve Apo çıkabilir diyor! Yineleyelim; bu ülkede genel affı gündeme getiren bir tek PKK’dır, PKK genel af karşılığında silah bırakmaya da, örgütü dağıtmaya da zaten razıdır.
Yazının tamamını okumak isteyenler tıklasın
Birileri bir şeyler planlıyor.. Birileri çirkin bir şeyler planlıyor. Bizim Türksolu gibi, Gökçe Fırat gibi, gibi diyorum o'nun gibi olsun kim olursa olsun işte böyle adamlara şimdi hiç olmadığı kadar ihtiyacımız var. Bize iktidarın karıştırdığı haltları örten değil açan kalemler lazım. Benim, memleketim hakkında devletimin sahip olduğu fikirlerden şüphem var. Bu yüzden yandaş satılmış medyadan uzak durun arkadaşlar. Ben şöyle diyeceğim son olarak: sağcı-solcu biz aramızda sonra hallederiz her meseleyi kavgayla ya da konuşarak. Ama şimdi durum ciddi beyler biz başka bir yere gidiyoruz sanki yakın zamanda kavga edecek bir ülkemiz de kalmayacak. Ya da abartıyorum diyelim gitsin...
"Türksolu kimin" sorusunu son günlerde çok duyduğum ve gazetenin abonesi olduğum için yazayım dedim..